Yüksek Mimar Tuba Tunç Kurt, 15 yıllık meslek hayatında pek çok uygulama ve tadilat projesinde görev almış, tasarımların kullanılabilir yapılara dönüşmesi sürecine önemli katkılarda bulunmuştur. 2024 yılında ise deneyimini daha büyük kitlelere ulaştırmak için TTK Mimarlık ofisini kurmuştur.
Elazığ Kaya Karakaya Fen Lisesi’nden mezun olduktan sonra, 2009 yılında Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. 2013-2016 yılları arasında aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini 4.00 ortalama ile tamamlamıştır. Yüksek lisans çalışmaları sırasında “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” kapsamında makale ve bildiri yayınlamış, tezini ise mimari akustik alanında yapmıştır. TS EN ISO 3382-3;2012 standardına ait parametreler ile Türkiye’de bu alanda ilk kez hazırlanan tez çalışmasını “Açık Planlı Ofislerde Akustik Konfor Parametrelerinin Analizi ve Bir Örnek Çalışma” başlığıyla 2016 yılında yayınlamıştır. Bu tez çalışmasının bildirisi ise 45th International “Congress and Exposition on Noise Control Engineering”, Hamburg, Germany’de yayınlanmıştır.
10 yıldan fazla bir süre boyunca çalıştığı ODTÜ Yapı İşleri Teknik Daire Başkanlığı’nda 5.000 m2 üzeri tadilat projesini kendisi hazırlamış, yaklaşık 20.000 m2’lik tadilat projesinin denetim sorumluluğunu üstlenmiştir. Aynı zamanda Prof. Dr. Celal Abdi Güzer ve Prof. Dr. Lale Özgenel’in tasarımlarını üstlendiği Ortadoğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yeni Ek Bina Yapım İşi’nde uygulama projesi denetimi ve danışmanlığı yapmıştır. Ayrıca, kampüs içerisindeki tüm binalara ve açık alanlara ait erişilebilirlik çalışmalarında raporlama ve ön projelendirme denetim sorumlusu olarak çalışmış ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği “Erişilebilir Üniversiteler” seminerine katkıda bulunmuştur. Bu bağlamda uygulama ve tadilat projeleri konularında uzmanlaşmıştır.
Çalışma alanları:
Manifesto
15 yıllık mimarlık pratiğim ile fark ettim ki; mimari tasarım ile şantiyedeki uygulama arasında büyük bir boşluk mevcuttur. Piyasa koşulları göz önüne alındığında uzman işbirliklerinin eksiklikleri diğer sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de gözlemlenmektedir. Mimari tasarım sürecinin ardından, gerekli izin ve onaylar için hazırlanan projelerin veya detay çizimlerinin; uygulamaya yönelik analizler tamamlanmadan, uygun malzemeler seçilmeden, ilgili uzmanlarla işbirliği yapılmadan, mekanik, statik ve elektrik gibi mühendislik disiplinlerinin mimari üzerindeki etkileri dikkate alınmadan hazırlanması ve projenin doğrudan yüklenicinin inisiyatifine bırakılması, zaman ve bütçe sorunlarıyla birleştiğinde tasarım ile uygulama arasında ciddi farklılıkların oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca inşaatın projeye göre yapılıp yapılmadığının denetlenmemesi de yine tasarım ve uygulama arasındaki boşluğu derinleştirmektedir.
Bu unsurlar, bir yapının başarısını etkileyen kritik bileşenlerdir ve kesinlikle bütüncül bir yaklaşım gerektirmektedir. Ulusal ve uluslararası standartlarla uyumlu, tüm disiplinlerin bir arada değerlendirildiği kapsamlı projeler hazırlamak, mimari kimliğin korunmasını sağlamak adına kritik öneme sahiptir.
TTK Mimarlık olarak, şantiye aşamasına geçilmeden önce uygulama projelerinin koordineli bir şekilde hazırlanmasının gerektiğinin farkındayız. Şantiye sürecinde öngörülemeyen risklerin ortaya çıkma olasılığı kaçınılmazken, başlangıçta azami özen ve profesyonellik göstererek bu riskleri minimize etmeyi ve sürecin daha verimli ilerlemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bu manifesto ile uygulama projelerinin yalnızca teknik çizimler olmadığını; yapının kalitesini, güvenliğini ve tasarım bütünlüğünü koruyan temel bir araç olduğunu vurguluyoruz. Tasarımın şantiyede farklılaşmadan hayata geçirilmesini sağlamak ve bütüncül bir yaklaşımın yapıyı şekillendirdiği bir anlayışı benimsemek amacıyla çalışıyoruz.